9
 
Divrigi.li Halk Ozanı AŞIK KEMTERİ
BİR ÖMRÜN ÖYKÜSÜ  
  AŞIK KEMTERİ ANASAYFA
  AŞIK KEMTERİ KİMDİR ?
  FOTOĞRAFLARIM
  VİDEO KLİPLERİM
  KLİP SAYFASI 2
  ASLIHAN ALKAN
  AŞIK MAHSUNİ ŞERİF
  Deli Derviş
  KOCA KIZILBAŞ
  ZİYARETÇİ DEFTERİ
  İ L E T İ Ş İ M
  KEMTERİ İLE İLK ROPÖRTAJ
  IŞIKLAR SÖNMESİN FİLM
  ŞİİR VE YAZILARIM
  KLİP..3
  KLİP SAYFAM
  GERÇEGİM BU
  KLİPLER 4
  KLİP....5

TÜRKYE CANIM FEDA
AŞIK KEMTERİ ANASAYFA



AŞIK KEMTERİ -
DÜNYA   YORULDU  



AŞIK KEMTERİ

BU SİTEME EMEK VEREN >
SAHİ TEZCAN < DOSTUMA
ŞÜKRANLARIMI SUNUYORUM




aşık kemteri

Aşık Kemteri  Yaşam Öyküsü Özeti 
                          UĞURLAR  OLA
1945 yılında Divriği’nin Karageban Nahiyesi  Karsıcık Köyü’nde doğdu.   12 günlükken babasını yitiren Ozan Kemteri, çok küçük yaşlardan başlayarak çeşitli işlerde çalıştı. Annesiyle birlikte bir süre Ankara’da yaşadı. Ancak birkaç yıl sonra yeniden köyüne döndü. Sonraki yıllarda ise yeniden göçerek önce Ankara’ya , 13 yıl sonra da İstanbul’a göçüp  yerleşti. Kemteri ilk bağlama derslerini Aşık Hasan Turan’dan aldı.Türküler ve aşıklık geleneğine ilişkin ilk bilgileri annesinden öğrendi. Ayrıca İstanbul’daki teyzesinin kocası Bulut Dede’nin de aşıklık geleneği ve Alevilik  konusunda önemli katkıları oldu.Sonraki yıllarda Aşık Daimi’nin de 7 yil yardımını gördü. İstanbul Unkapanı’ndaki saz evinde; ayrıca Aşık Mahzuni, Nesimi Çimen, Hüseyin Çırakman, İsmail İpek, Aşık Haydar, Aşık Yoksuli, Ali Kızıltuğ, Şekip Şahadoğru,Kul Ahmet, Muhlis Akarsu gibi birçok aşıka hizmet edip bilgisini pekiştirdi İstanbul’da geçen yıllardan sonra eşiyle birlikte Almanya’ya gitmek üzere başvuruda bulundu  Önce eşi, birkaç ay sonra da kendisi Almanya’ya gitti. Eşi Aslıhan ALKAN’la  yurt dışında yaşamaktadırlar. Aşık Kemteri’nin yayına hazır yaklaşık 434 şiiri bulunmaktadır.  01.01.2010

 MERHABA"

SELAM SiZE MERHABA

Sıra sıra dizilenler
Selam size merhaba
Tarihlere yazılanlar
 Selam size merhaba.
            
 Türkiye’den kalktı göçler
 Yaban ele düştü  saçlar
  Saygı değer emekçiler
  Selam size merhaba.
             
  Çalar saz muhabbet başlar
  Bağrımıza deyer taşlar
  Türkiye’den göçmen kuşlar
  Selam size merhaba.

Çokça çekti acıları
 Hiç bütmedi sancıları
 Kemteri’nin bacıları
 Selam size merhaba.
 

 

KAMİL POSTU

Bataklığa serme kamil postunu
Gönül kuşu ağlar zara düşünce       
Gördün düşmanını gördün dostunu  
Garip başın biraz dara düşünce
                 X
Yüreğine sam yelleri esiyor
Kara taşı ak sineye basıyor     
Yaşamaktan umudunu kesiyor     
Vücuduna azgın yara düşünce

                 X                         
Yanan yüreklerin dumanı tüter        
Sağlam yeri kalmaz kül olur gider      
Sevdiğin de seni bin pişman eder      
Yolun bir vefasız yare düşünce  
                   X
Kemteri kamili erleri arar     
Yürek yarasını erenler sarar 
Dünya senin olsa ne işe yarar      
İnsanın özüne kara düşünce

          UĞURLAR OLA
Dinlemezsen  beni  uğurlar  ola
Söylemesi  gerek  kul  olan  kula
Egerki  densizle  çıkarsan  yola
Sonradan  dizine  vurma  boşuna

Koyma  sen  kendini  haldan  hallara
Kuş  olsan  konma  kuru  dallara
Ölünün  ardından  bakma  yollara
Göçeni  bekleyip  durma  boşuna

 Hak  yaktıysa  onu  söndüremezsin
Kötünün  fikrini  öldüremezsin
Cahili  kendine  döndüremezsin
Uğraşıp  kendini  yorma  boşuna

 Kemteri  yigitle  yola  çıkılır
Güzeli  sev  çirkinlerden  bıkılır
Bir  ufak  rüzgarda  hemen  yıkılır
Çürük  bir  yuva  kurma  boşuna

       ELİNDE KALDIK  

Ozonu deldiler dünya yoruldu
Kısır bir döngünün belinde kaldık
Sanki bağlamaya zincir vuruldu
Ustamız veyselin telinde kaldık

Paslandı yürekler silinmez izi
Dosta gidenlerin tutmuyor dizi
Agustos sıcağı ısıtmaz  bizi
Sanki zehmerinin yelinde kaldık

Benlik kalesini yıkamıyoruz
Kavğadan dövüşten bıkamıyoruz
Bataktan çamurdan çıkamıyoruz
Şu kızıl ırmağın selinde kaldık

Kemteri seninde dermanın bitti
Görüp yaşadığın canına yetti
O sıcak sevgiler yok oldu gitti
Haldan bilmezlerin elinde kaldı
  

           NE  YAZIK 

Sevda ateşini, sezdigi için
Yaşamdan usanıp, bezdigi için
Elleri koynunda, gezdigi için
Dokunmuş  felegin, eli ne yazık

 
Mutlu deyil türkü. yakamıyorki
Yarası derindir. bakamıyorki
Oturdugu yerden. kalkamıyorki
Kırılmış ğaribin. beli  ne yazık

 

Yas tutup kara. bağladığından
Dura dura coşup, çagladığından
Tenhada köşede, ağladığından
Akar dertlilerin, seli  ne yazık 

Kimi hasta, kalanlarsa uyuyor
Kimler açtır, kimileri doyuyor
Sevenlerim nerde, olsa duyuyor
Sızlar kemterinin, teli  ne yazık

    GÜLMEDİMİ   GÜLMÜYOR     

Yagmur yagar. dağlarda kar erirdi
yigit  olan- dagdan daga yürürdü
Eskiden dostlar. dosta can verirdi
Bu gün insan. kadir kıymet bilmiyor


Yürekler benzedi. bir kara taşa
Tutulduk kara. yagmura yaşa
Kendine kızıpda. üzülme boşa
Şans insana. gülmedimi gülmüyor

Ateş  çıkar. otuz iki dişinden
İnsan ayrılırmı. nazlı eşinden
Gurbete giderken. baktım peşinden
Yar dönüpde. göz yaşımı silmiyor
 

Kemteri  kendini.  harcayıp yorma
Danış  kamillere.cahile sorma
Allaha  zamansız. 
yalvarıp durma
Herdilegin.olmadımıolmuyor

                                               
BİLİN

Eger mezhebimi sorararsan yezit,
ben imam caferden yanayım bilin
istersen kudur istersen azıt
ben imam caferden yanayım bilin

inanmam  hocaya imam deyilki
onun  imanı tamam deyilki
on iki imamlar güman deyilki
ben imam caferden yanayım bilin

size  söylüyorum çizmeyi  aşman
resulün nesline  sizsiniz düşman
Gün gelir soyunuz olacak pişman
Ben imam caferden yanayım bilin

Can sıkar softayı gidip dinlersem
Evladı  resulü  sual eylersem
Ehlel beyt yolunu size söylersem
Ben imam caferden yanayım bilin

Haberiniz varmı sırrı hüdadan
Hemen başlarsınız huri gılmandan
Kemteri geri dur müslüm olmadan
Ben  imam caferden yanayım bilin

YÜRÜDÜM

Bu dünyada boştur şöhretle ünler
Gerilerde kaldı lekeli günler
Bilmeden çukura düştügüm günler
Kafamı gözümü  dövüp yürüdüm

Gözü  kapalıyken can görenleri
İmam  hüseyine hak verenleri
Çağırır beklerim Pir Erenleri
Onlara boynumu eyip yürüdüm

Yaşayana  bakın sanırsın Davar
Bir  lokma istesen kapıdan kovar
Ne dede tanıyor nede piri var
On iki imamları övdüm yürüdüm

Kemteriyi getiremez oyuna
Alışmadım yezitlerin huyuna
Eli kanlı muaviya soyuna
Agzımı doldurup  sövüp yürüdüm


ZAMANMI  DEGİŞTİ  ?

Dost bagına düşmanlıklar ekilmiş
Hasımlarım  çıkıp yola dikilmiş
Kızı  anasına düşman kesilmiş
Zamanmı  deyişti bizmi yaşlandık  ??

Ne  hısım nede  akrabalık  kaldı
Kardeş kardeşin hakkını çaldı
Ayılar  ormandan  şehire daldı
Zamanmı  deyişti bizmi yaşlandık  ??

İnsanın  insana zulmü bitmiyor
Dogruluk  dürüstlük para etmiyor
Küçükler büyüge hürmet etmiyor
Zamanmı  deyişti bizmi yaşlandık  ??

Uyanığın gözü para arsada
Uyuşturucu pazarlanır masada
Utanmak arlanmak kara  borsada
Zamanmı  deyişti bizmi yaşlandık  ??

Kemteriyim kuzu gibi meliyor
Günler bıçak oldu sinem deliyor
Bir  iylige bin kötülük geliyor
Zamanmı  deyişti bizmi yaşlandık  ??

KURTULMAZ  BAŞIN

On  tane polimin varidi günde
Hayalin umudun kaldımı dünde
Bu günki ahlak oldukca  sende
Daha  neler gelir  başına senin

Kimin hakkını kimler çalacak
Eninde sonunda çilen dolacak
Iki  gözün iki çeşme olacak
Mendilde dayanmaz yaşına  senin

Elbette aynıdır anaya  çeken
Her zaman biçemez tarlayı eken
Aklın  fikrin kötülükde var iken
İyiler karışmaz işine senin

Bakılmaz yüzüne  kanın çekilmiş
Ağarmış yıpranmış saçın dökülmüş
Geçmiş zamanın belin bükülmüş
Boya  yakışmıyor kaşına senin

Kemteri bir dosda canımı versem
Sevenin  yoluna gönlümü sersem
Bir mezarın olsa gelipde görsem
Ne  yazılır  bilmem taşına  senin

        HANİ   NEREDE  ?

Emzirdi yıllarca o ak sütünden
Ogul ogul diye yanıpda tüten
Geceleri kalkıp üstümü örten
Seksenlik anam cananım hani?

Ekinler derdi  tarlalar  ekip
Çoraplar örerdi yünleri büküp
Senelerce  evlat hasreti çekip
Ogul  ogul diye yananım hani?

Baharda yazda kara kışında
Bekledi  durdu  yollar  başında
Bazan hayalinde bazan düşünde
Her gün her an  ananım  hani  ?

Tonlarca derdi  ettik  hediye
Bizim yüzümüzden döndü  deliye
Şuradan geçen bu  oglumdur  diye
Başkalarını  ben sananım  hani  ?

Kemteri yüregin öyle yandıki
Şu yalan dünyaya nasıl kandıki
Nede inançlı öyle bir candıki
Yalana dolana  kananım hani


NE  DNİR ?

 Suçum günahım yok iken benim
Başıma atılan taşa ne denir
Bu kadar çilem çok iken benim
 Coşup akan kuru yaşa ne denir

  Belalar gelmeden anladım sezdim
 Yaşanmayan hayat ömürden bezdim
 Dosttan düşmandan sakladım gezdim
  Bu kadar yıllarım boşa ne denir

Düşünce ateşe parladım yandım
Nice hayırsıza inandım kandım
Ben  beni denedim zekiyim sandım
Bana yar olmayan başa ne denir

Kemteri nihayet  kül oldum söndüm
Vefasız  dostları  mezara gömdüm
Nan  kör  ocagına sırtımı  döndüm
Yiyip içmedigim aşa ne denir

........................................
MAHZUNİ  ŞERİF

GİDERİM


Gülüp egledigim nazlı dostlarım
Şu dünyadan yolcu oldum giderim
Madem boş göründü benim sözlerim
Ben sözümü geri aldım giderim

Sizin belinizi kıranlar yarar
Sizi arkadan vuranlar  yarar
Yaranıza biber saranlar  yarar
Ben kendi doktorum buldum giderim

Sizin için feda ettim canımı
Sizden aldım şöhretimi şanımı
Vurun vucudumu dökün kanımı
Bir defa dünyaya geldim giderim

Mahzuni sözünü söylemez boşa
Ya kuzgun leşedir ya devlet başa
Şerefi kahbeler etsin temaşa
Ben sazı erkekce  çaldım giderim
 

ŞÜKÜR    YARADANA 

Ogul hasreti nede zor imiş
Şükür yaradana gene kavuştuk
On gün bile ateş imiş kor imiş
Şükür yaradana gene kavuştuk

Yüregime hasret bir korku düştü
Efkar bastı beni yüregim pişti
Bu nasıl ayrılık bu nasıl işti
Şükür yaradana gene kavuştuk

Kemteri üstüne canımı verem
Geldigin yollara yüzümü serem
Yakında gelip cemalin görem
Şükür yaradana gene kavuştu

 
ZAHİR BATIN  
  HizliUpload.com - Resim Yükleme Servisi  
3 ALISKANLIK  
  HizliUpload.com - Resim Yükleme Servisi  
TARİHTE BUGÜN  
   
H O Ş G E L D İ N İ Z  
 


 
10 Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol